Migren

MİGREN NEDİR?

Tekrarlayıcı ve genellikle bulantı kusma gibi bulgularla ortaya çıkan şiddetli başağrısı ataklarına MİGREN denir.Toplumda oldukça sık görülen, rahatsızlık verici ve iş görmezliğe neden olan Nörolojik bir hastalıktır.Ataklar arasında kişi tamamen normalken, baş ağrılı dönemde genellikle loş ve sakin bir odada yatmak ister.

HER BAŞ AĞRISI MİGREN MİDİR ?

Her baş ağrısı MİGREN değildir ve baş ağrılarının pek çok nedeni vardır.Genellikle altta yatan başka bir nedene ( sinüzit,diş apsesi,damar hastalıkları,beyin tümörleri gibi..)  bağlı olanlar ve olmayanlar ( migren ve gerilim tipi başağrısı ) olarak ikiye ayrılır.

HANGİ BAŞ AĞRISI MİGRENİ DÜŞÜNDÜRMELİ?

Migren ağrısı sıklıkla tek taraflı başlayan, şiddetli ve zonklayıcı tipte bir ağrıdır.Genellikle hareketle artar ve parlak ışık rahatsızlık verir.Ağrı  4-72 saat kadar sürebilir ama ortalama olarak 12-24 saat arasındadır.Hastaların yarısı, baş ağrısından önce bir huzursuzluk,sıkıntı ve halsizlik tanımlar.Bazı migren tiplerinde ise baş ağrısından hemen önce 15-20 dakika kadar süren görmede bozukluk, bulanık görme ve göz önünde ışık çakmaları olabilir.

MİGREN TEŞHİSİ NASIL KONUR?

Migrenin tanısını koyduracak bir laboratuar tetkiki yoktur.Yani hastaya yapılacak bir bilgisayarlı beyin tomografisi ( BT ) veya manyetik rezonans ( MR ) gibi filmlerin tanı açısından bir değeri yoktur. Bu tetkikler ancak baş ağrısının başka bir nedeni olup olmadığı konusunda yardımcı olur.Doğru teşhis için en önemlisi, doktorun sorduğu sorulara doğru cevapların verilmesidir.

Baş ağrısı atağının;
Başlangıcı, yayılımı, sıklığı,süresi, şiddeti,birlikte ortaya çıkan bulgular,ağrıyı başlatan ve artıran faktörler gibi bilgiler teşhis açısından çok önemlidir.Hatta hastanın,baş ağrısı ataklarının yukarıda belirtilen özelliklerini belirli bir süre kaydettiği bir günlüğü doktora getirmesi  BT ve MR’ dan daha çok yardımcı olur.

MİGRENİ TETİKLEYEN FAKTÖRLER NELERDİR?

Tetikleyen faktörlerin başında:

Stres, açlık-öğün atlama,uyku düzeninde değişmeler,beden yorgunluğu,ağır kokular,sigara dumanı,havasız ortamlar,bazı yiyecekler ( kabuklu deniz ürünleri,bazı peynir türleri,baharatlı yiyecekler) ,alkollü içecekler,hava değişimi  (lodos vb…),adet dönemi… gelir.

Ancak tüm nedenler herkes için geçerli değildir. Tetikleyen nedenler bulunur ve hasta bu konuda uyarılırsa ağrılar seyrekleştirilebilir.

MİGREN ATAKLARI NASIL OLUŞUR?

Migren ağrısının ortaya çıkmasında en önemli neden beyin kan akımında olan değişikliklerdir. Genellikle tetikleyici faktöre tepki olarak beyne kan taşıyan damarlarda önce bir kasılma ve kan akımında azalma olurken daha sonra birbirini takip eden karmaşık olaylar sonrasında damarlarda genişleme ve ağrı ortaya çıkar.

MİGREN TEDAVİ EDİLEBİLİRMİ?

Migren uygun tedavi ile kontrol altına alınabilir.Tedavide en önemli nokta doğru teşhisin konmasıdır.Düzenli kontroller ve düzenli ilaç kullanımı ile ağrıların seyrekleşmesi, tamamen geçmesi ve şiddetinin azalması mümkündür.İlaç tedavisi kadar hatta daha önemli olan; ağrıları başlatan nedenlere dikkat etmek ve bunlardan kaçınmaktır.

MİGRENİN TEDAVİSİ:

Migren, hayatı tehdit eden bir hastalık değildir ama tanı konduktan sonra mutlaka tedavi edilmesi uygun olur  çünkü hayat kalitesini çok bozar ve iş-güç kaybına neden olur.Doktorla iyi bir işbirliği yapıldığı takdirde tedavisi genellikle çok zor olmaz.Özellikle çocukluk çağı ve stresin tetiklediği migren ataklarında ve gebelik gibi ilaç alınmasının mümkün olmadığı durumlarda düzenli bir yaşantı ile tetikleyici faktörlerden kaçınmak çok önemlidir.

Ataklar sıksa, hekim kontrolünde uygun ilaçlarla “önleyici tedavi” ve atak sırasında ise  “ağrı tedavisi” yapılır.

TEDAVİ BAŞARISIZ OLDUĞUNDA NELER DÜŞÜNÜLMELİDİR?

-Tanı doğru değildir.
-Tedavinin etkisini azaltan başka nedenler vardır.

* aşırı ağrı kesici ilaç kullanımı

*hormon ( doğum kontrol hapı gibi..) kullanımı

*yaşam biçiminin baş ağrısını arttırması ( stres,depresyon,uykusuzluk,alkol kullanmak gibi.)

-Tedavi uygun değildir.

*yanlış ilaç seçimi

*yetersiz doz ve yetersiz tedavi süresi

*ilaca bağışıklık gelişmesi

 

Yazar: Dr. Pınar AKAN
Makale Tarihi: 05/05/2011

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tweet